Benim Hicretim

Gönül Ayyıldız

Updated on:

Ahir ömrüne onlarca hicret sığdıran sahabelerin ve peygamberlerin hayatını okudum yıllarca. Hiç anlamadan. Sonra bir gün, gitmek derdi benim kapıma dayanınca anladım, inananların ortak kaderi olan Hicret öyle ya da böyle zor bir işmiş. Hatırlarsanız Hz.Nuh, hicret kervanının ilk ismiydi. Peşinden gelen Hz.Hud, Hz.Salih, Hz.Şuayb’da inkar eden tüm kavmini ve ailesini gerisinde bırakarak yola devam etti. Ve hicret kervanın en meşakkatli isimleri hiç şüphesiz Hz.Yusuf,Hz.İbrahim, Hz.Musa ve Efendimiz Hz.Muhammed’di. Çünkü onlar inkarcıları değil, iman eden dostlarını ve sevdiklerini gerilerinde bırakarak gitmek zorunda kalanlardı. O halde bildim ki, Rasulullah’ın bir sünneti de Allah rızası için çıktığın yolda aileni, işini, gücünü ve sevdiklerini geride bırakabilmekti. Allahualem, doğru yahut yanlış yaptım bilmiyorum ama aciz nefsim kendini bu yolda sayarak güç buldu. Buradan aldığı umutla yola koyuldu. Başka hiçbir şey düşünmeksizin, sonumu görmeye çalışmaksızın, akıbetimi bilmeksizin, tüm endişeli bakışları ve korkuları geride bırakıp, “Beni yaratan, elbet yolumu gösterir” ayetine sığınarak çıktım 27 yıllık evimden, yurdumdan.
Dilimde daima; “Rabbim gireceğim yere gönül rahatlığıyla ve hayırla girmemi, çıkacağım yerden doğruluk ve selametle çıkmamı sağla. Bana katından yardım edici bir kuvvet ver.” ayeti oldu.
Ve Allah biliyor ya, ilk haftadan komşularla Cuma Kuranı okumaya başlamamızı, her gün ablalarla Kuran dersleri yapıyor oluşumuzu, her akşam teyzelerden gelen tabak tabak yemekleri ve çocukların her akşam kapısını çaldığı Gönül ablaları olmuş olmayı yalnızca teslim oluşuma bağlıyorum. Bu yüzden bir kere daha gönül rahatlığıyla söylüyorum; Eğer yaşadıklarından sonra kuşkusuz ve korkusuzca Rabbine teslim olabilirsen, o seni dünyada da ukbada da çaresiz bırakmaz. Sen yalnızca O’na dayan, sen yalnızca O’na güven. ?

Yorum yapın