Esma’ül Hüsnâ Serisi #3: Rahim

Gönül Ayyıldız

Updated on:

 

“Bir gün Efendimiz, Muaz b. Cebel’e “Allah’ın kulları üzerindeki hakkı nedir?” diye sordu. Muaz, “Allah ve Resulü bilir.” diyerek cevap verdi. Bunun üzerine Resulullah “Allah’ın kulları üzerindeki hakkı, O’na ibadet etmeleri ve şirk koşmamalarıdır.” buyurdu. Bir müddet sonra Efendimiz tekrar Muaz’a dönerek “Peki, Allah’a ibadet edip ona şirk koşmayan kulların, Allah üzerindeki haklarının ne olduğunu bilir misin?” diye sordu. Muaz yine, “Allah ve Resulü bilir.” karşılığını verdi. Resulullah gülümseyerek “Onların, Allah üzerindeki hakkı onları cennete koymasıdır.” diye buyurdu.” İşte bu, Rahim isminin tecelli edeceğinin garantisidir.

Bir önceki yazıda Rahman ismini anlatırken, inanan-inanmayan yapmaksızın bütün yarattıklarına rahmet edendir demiştik. Bu tanım üzerinden devam edersek, Rahim isminin inanan-inanmayan ayrımı yaparak rahmet eden anlamına geldiğini söyleyebiliriz. Yani bu iki ismin kaynağı olan rahmet, insanlara iki ayrı şekilde tecelli etmektedir. Tüm insanları kapsayarak rahmet etmesinde Rahman ismi, yalnızca müminlere rahmet etmesinde ise Rahim ismi ön plana çıkar. Rahmin isminin, yalnızca Allah’ın inanan kullarına tecelli edeceğine dair Kur’an-ı Kerim’de kesin bilgiler mevcuttur. Bu ayetlerden biri Ahzap Suresi’nin 43. ayetidir ve orada şöyle buyurulur: “Allah, müminlere karşı Rahimdir’’ Aslında bu bir imtiyaz olarak görülebilir. Çünkü müminler, hem insan olarak Rahman isminden, hem de inanan olarak Rahim isminden rahmet göreceklerdir. Acaba bu genel rahmete ve özel şefkate rağmen hâlâ Allah’ın rahmetinden ümitsizliğe düşen var mıdır?

Rivayetlere göre Vahşi, Hz. Hamza’yı şehit ettikten sonra köleliği sona erdiği için Mekke’ye, daha sonra Mekke fethedilince de Taif’e kaçtı. Taifliler de yavaş yavaş İslam’a girmeye başlayınca, acaba İslam beni affeder mi diye araştırmaya başladı. Karşısına çıkan insanlara soruyordu: “Bir adam, kasten bir adam öldürse, zina etse ve Allah’a şirk koşsa yine de affedilir mi?” İnsanlar bu soruyu Efendimiz’e ulaştırdı ve Efendimiz de cevap olarak Furkan Suresinin 70. ayetini okudu: “Allah, tevbe ve iman edip salih amelde bulunanların kötülüklerini iyiliklere çevirir.” Bu ayeti duyan Vahşi, bu şartları çok çetin bularak “Ben bugüne kadar hiç salih amel işlemedim ki Allah beni niçin affetsin?’’ diye sordu. Efendimiz bunun üstüne insanlara, Nisa Suresi’nin 48. ayetini hatırlattı: “Allah, kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz fakat dilediği kimselerin başka günahlarını bağışlar.” Bu ayeti duyan Vahşi tekrar korkarak “Evet ben artık Allah şirk koşmuyorum ama bu ayet de Allah’ın beni bağışlayacağına garanti vermiyor.” dedi. Vahşi bir garanti istiyordu, affedilmek ve İslam’a girmek istiyordu ama korkuyordu. Rivayetlere göre, insanlara söylemeseler de, Efendimiz bu kişinin Vahşi olduğunu anlamıştı. Ve ona son cevap olarak Zümer Suresi’nin 53. ayetini göndermişti: “De ki: Ey günah işleyerek, kendilerine kötülük eden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümit kesmeyin!”

Bu kıssada Allah’ın Rahman isminin tecellisini görüyoruz, çünkü Vahşi henüz müslüman olmamıştı. Rabbimiz bir ayrım yapmadan ona rahmet etmiş ve onu İslam ile şereflendirmişti. Demek ki, Rahman ismi davet, Rahim ismi teşviktir. Çünkü bu olaydan birkaç yıl sonra Efendimiz: “Amcam ile Vahşi’yi kolkola cennete girerlerken gördüm.” buyurdu. Ve biz bununla, Vahşi’nin Rahim isminin de muhattabı olduğunu öğrendik. Bu nasıl olabilir diyorsunuz değil mi? İşte bu, ancak Allah’ın Rahim isminin tecellisiyle olur. Allah’ın, kullarına ibadet yolunu açması, onlara imkanlar vermesi, ibadet engellerini önlerinden kaldırması ile olur. Bu rahmet sadece Vahşi’ye has değildi arkadaşlar. Müslüman bir ülkede rahatça ibadet edebiliyor olmamızdan, sıcak su ile abdest alabiliyor olmamıza kadar herşey ama herşey Rahim isminin bize tecellisi. Allah, bu tecelli ile bize kendi yolunu açıyor ve bizi affetmeye sebepler arıyor. Ne müthiş bir muhattabiyet!

İşin tecelli boyutunu bir kenara bırakıp biraz da Kur’an-ı Kerim’de Rahim isminin geçiş şekillerine bakalım. Belki onların da bize anlatmak istediği bir şeyler vardır.

Rahim ismi, 95 yerde Allah’ı niteleyerek kullanılıyor. Besmele dahil edildiği zaman bu sayı 208’e çıkıyor. Bunların dördüne, peygamberlerin dualarında rastlıyoruz. Yakup (a.s.), Yusuf (a.s.), Musa (a.s.), Eyyub (a.s.) dualarında “Erhamurrahimin” yani “Merhametlilerin en merhametlisi” diyerek Allah’a yakarışta bulunmuşlardı. Rahim kelimesi, Türkçeye çevrildiğinde ne hale geliyor, inşallah bu ayetin çevirisinde görmüşsünüzdür. İki yazıdır satırlarca anlattığımız rahmet, Rahman ve Rahim gibi üç ayrı geniş içerikli isim, Türkçeleştirildiğinde “merhamet” gibi soğuk ve yetersiz bir anlam alıyor. Devam edelim. Rahim ismi iki yerde karşımıza “Hayrurrahimin” yani “Merhametlilerin en hayırlısı” olarak çıkıyor. Biri Nuh (a.s.)’ın duasında, diğeri ise müminlerin duasında. Daha sonra 9 yerde, “Tevvaburrahim” diyerek Tevvab ismiyle birlikte kullanıldığını görüyoruz. Kullanıldığı sureleri inceleyen İslam alimleri, bu dokuz ayetin Medine’de indiğini tespit etmişler. Çünkü Mekke’de kafirler vardı. Ancak Medine’de bulunan müslümanlar Tevvab ile anılan Rahim isminin muhattabı olabilirlerdi. Allah, bu ayetlerde müslümanlara “Tövbe edin, rahmet edeyim” çağrısında bulunuyordu. Demek ki, Medine’de gelen iktidar ve rahatlık insanları küçük büyük günahlara itebiliyordu. Ve geldik bahsetmek istediğim son kullanım şekline. Rahim ismi, tam 69 yerde “Ğafururrahim’’ olarak geçiyor. Ğafur sonsuz bağışlayan, Rahim ise müminleri bağışlayan demektir. İşte aradığımız müjde. Allah mümin kullarını sonsuz kere bağışlayacağını bize bir de isimleriyle açıklıyor. Subhanallah!

Aslında yazıyı daha fazla uzatmayacaktım fakat tüm bu açıklamalardan sonra aklıma Nisa Suresi’nin 147. ayeti geldi. Orada şöyle buyuruluyor: “Siz Allah’a inanır ve şükrederseniz, Allah size ne diye azap etsin?” Soruyoruz arkadaşlar, ne diye azap etsin? Affetmek için bunca kapı yaratan, o kapıların önlerindeki engelleri tek tek temizleyen, temizlerken imtihan eden, imtihanını kaybeden kullarını tek tek bağışlayan, bağışladıklarına sonsuz rahmet edeceğini söyleyen Allah, size ne diye azap etsin? Bir hafta boyunca Rahim ismini zikrederken, biraz da bunu düşünelim bakalım. Belki bu düşünce, bizi Rabbimize bir adım daha yaklaştırır.

Rabbim tüm güzel isimlerinin hakkı için hepimize merhamet etsin ve günahlarımıza rağmen bize bu ilmi anlamayı/anlatmayı nasip etsin.

Sadakallahulazim.

“Esma’ül Hüsnâ Serisi #3: Rahim” üzerine bir yorum

Yorum yapın