Ümmet olma duygusu

Gönül Ayyıldız

Updated on:

Ümmet olma duygusunu çok seviyorum. Birileri Bangladeş’de yetimhane açtırmaya çalışıyor, birileri Zanzibar’da anaokulu. Birileri Çadırkentteki çocukları ısıtmaya çalışıyor, birileri doğudaki okulları. Birileri Somali’de camii yaptırmaya çalışıyor, birileri şehirlerde bilgilendirme merkezleri. Birileri Arakan’da yemek sofrası kuruyor, birileri yoksul komşusunun sofrasını. Birileri Kudüs için ayağa kalkıyor, birileri Suriye için dua ediyor. Birileri çocuk giydiriyor dünyanın dört bir yanında, birileri ihtiyaç sahiplerinin kirasını ödeme yolunda. Birileri harabe evleri güzelleştiriyor, birileri bu evlere yakacak kömür taşıyor. Birileri hasta yoksulları gözetiyor, birileri okuyamamış çocukları. Birileri yaşlılara yardıma koşuyor, birileri kimsesi kalmamış kundaktaki bebeklere. Yani dünya üzerinde ne kadar mazlum coğrafyası varsa, orada muhakkak ümmetin bir ferdine rastlıyorsunuz. Önündeki meseleyi davası haline getirmiş, azı çok yapmaya çalışan ve var gücüyle uğraşan insanlar. Yani diyorum ki, ümmetiz biz. Yeri gelir dağılırız dünyanın dört bir yanına, yeri gelir birleşiriz bir davada, bir avluda, bir safta, bir meydanda, bir çocuğun gözyaşı ve bir ananın duasında. Ama olur ya hani, bazen “insanlık hali” dediğimiz meseleler çıkar ortaya. Mesela biri kendi imtihanına dalmıştır, biz ancak dua ederiz ona. Biri keyfine bakıyordur, anlatmaya çalışırız sabırla. Biri bilmiyordur duymamıştır olan biteni, öğretmeye çalışırız üslubunca. Biri paylaşmamıştır acımızı ama yargılamayız düşmanca. Çünkü

“Kalbini yarıp baktın mı?” düsturunca hareket ederiz biz. Ümmetiz biz, ümmet. Düşman değiliz ki!

Bu yüzden sevmiyorum birilerinin birilerini itham ederek izlediği yolu. Birbirimize karşı öfkemiz neyi çözebilir ki? Kime ne öğretir bizim laf sokan, taş atan üslubumuz? Neymiş falanca hiç paylaşım yapmamış. Kime ne? Bizim davamız bu mu? Falanca düne kadar Kubbettusahra’yı Mescid-i Aksa sanıyormuş. Olabilir, otur anlat doğrusunu. Falanca elindeki akıllı telefonundan siyoniste savaş açıyormuş. Olabilir, hatanın neresinden dönerse kar değil mi? Falanca yarın unutup keyfine bakacakmış? Ne yapsın, bugün de unutsun mu? Bir gün de bir gün, bir destek de bir destek, bir dua da bir dua değil midir?

Diğer yandan biliyorum ki, kimi bunları tamamen safiyane iyi bir niyet ve güzel bir amaç için yapıyor. Kurtulalım zincirlerimizden demek için, daima hatırlayalım daima dua edelim demek için. Cahil kalmayalım, öğrenelim, öğretelim diye. Ama işte sosyal medyadan olmuyor ki bu işler, sosyal medyadan neyi kurtardık bugüne kadar? Secdeye gitmedikçe, sokaklara inmedikçe halledilebildik mi hiçbir meseleyi? Demek ki bunun yeri burası değil. Demek ki bunun muhattabı da buradaki insanlar değil. Biziz. Bizzat biziz. Kimin ne yaptığı bizi ilgilendirmiyor ki, biz kendi gayretimizden sorumluyuz. Ve inanın gayret ediyor olmak kimseye yadırgamak/yargılamak hakkı vermiyor. Gayret bizden, Tevfik ve hesap Allahtan.

Yorum yapın