” İyi niyetleriniz bile kötü ” diye bir söz okumuştum. Birbirimizi bu kadar güvensiz yapacak ne vardı allah aşkına? Neyi paylaşamadık şuncacık dünyada çok merak ediyorum. Kimin neyde gözü kalacak diye düşüne düşüne iyiden iyiye paranoyağa bağladık. Tamam ben herşeyi paylaşanlara kızıyorum ama şu herşeye gözü kalanların da günahı yok değil hani. Düşüncesizce tüm varlığını ortaya dökenler bazılarının kalbini dünyalıkla meşgul etti. Bu bazı kalpler hasetten yanıp kavrulurken iki tarafta imtihanın tam ortasına düştü. Biri gösterişten, biri hasetten. Sonra diğer tarafta ufacık şeylerden mutlu olanlar vardı, onlarda nasibini aldı bu piyasadan. Koyduğu bir sütlü kahveye bile acaba birinin aklı kalır mı diye düşünen iyi kalpli insanlar gördüm ama huzursuzluktan kafalarını kaldıramıyorlar. O kadar garip bir sistem var ki şuan sosyal medyada, kim neye patlayacak, kimin neyde gözü kalacak, kimin fesatlığı üstümüze yük olacak, kimin haseti hanemize huzursuzluk olarak düşecek diye düşünmekten devreleri yandı insanların. Mutluluğumuzu bile paylaşmaya korkar hale geldik. Bu kadar kalbimizi karartacak ne vardı?
Kızmıyorum kimseye, herkes bir şekilde imtihan olacaktı. Burası dünyaydı, burası bu kadardı. Kimi çok malıyla imtihan oldu, kimi olmayana isyan ederek. Kimi gösterişten yandı kavruldu, kimi kıskançlıktan yaktı kavurdu. Yani bu işin ucundan herkes nasibini almaya mahkumdu. Tüm bunların yanında bir de artık iyi niyetlerden bile nem kapmak başladı. Çünkü artık o kadar çok darbe alır olduk ki, herkesden ilk duyacağınız nasihatlar ”Bak nazar değer kimseye söyleme” ”Bak herkese güveniyorsun, güvenme” ”Bak kıskanç çok, koyma bu fotoğrafı” şeklinde. Güvensizlik, paranoyaklık, şüpheli haller, sorgular bakışlar, zehir zemberek diller vay ki halimize ne vay. Peki tüm bunların içinde gerçekten iyi niyetiyle size yaklaşmaya çalışanlar ne olacak? Onlar da nasibini alıp, fesat olma riski taşıyor diye itilip kakılıcak mı? Ya da güvenmeye calısıp bir şans vermeyi mi deneyceksiniz.?
Bakın ben ne olursa olsun sevginin gücüne inananlardanım. Gözümün içine baka baka fesatlık edeni de, arkamdan derinden derine kuyu kazanı da, içten içe gizlice kalbinde nefret taşıyanı da hayatımda tutarım. Bazen yanlış yorumladığımı ve yanıldığımı düşünürüm. Bazen haklı olduğuma emin olurum ama geçer derim. Ama her seferinde onlara iyi niyetle yaklaşıp bir şekilde umut ararım muhabbetlerimizin arasından. Karşımdakileri seversem onlarında kalbi muhabbetlenir ve akıllarında kötülük kalmaz sanırım. Ki bazen başarırım. Çok oldu nefretinden sevgi çıkardığım arkadaşım. Ama çok da oldu sevgisine yenik düşüp düşmanlaşanım. Yine de ben hala sevgisiz bir paranoyak olmaktansa, herkese güvenen bir enayi olmayı doğru bulanlardanım. Çünkü şu dünyada gerçekten iyi niyetli ve sevilmeyi sonuna kadar hak eden bir sürü insan var ve ben sizin bu güvensizliklerinizin onların hakkına girmek olduğunu düşünüyorum.
Düşünsenize bir gün biri tüm samimiyetiyle kalbinizin kapısını çalacak ama siz o kalbi paramparça ettiğiniz için bu sesi duymayacaksınız bile. Öylece kaybolup gideceksiniz bu enkazın altında. Gürültüden tek duyduğunuz ise içinizde çırpınıp duran duygularınız olacak.
Merhaba,
Çok güzel bir yazı olmuş, tebrik ederim. Ne güzel haset yada nefretin farkında olduğunuz halde sevgi ve olumlu tarafta kalmayı başarabilmek.”Çok oldu nefretinden sevgi çıkardığım arkadaşım” sözü bana nasıl bakarsan öyle görürsün cümlesini hatırlattı ve gördüğün şekilde tecelli eder.Yıllar önce fizik kuramlarına çok meraklıyken kuantum fiziğinde bunu görmüştüm, çok etkileyici idi. Dünya, siz ve iletişim kurduğunuz araçlar hepsi bir bütün, Hiç biri birbirinden bağımsız değil, yani yaptığınız bir deneyin sonucu sizin bulunduğunuz şartlara göre ortaya çıkıyor. Dolayısıyla sizin durumunuz ve tutumunuz, deneyin sonucunu etkiliyor aslında. Dünyanızı bakış açınızla, inandığınız ölçü ve şidette değiştirebilirsiniz, aslında. Kişisel gelişim mottosu gibi oldu, ama kendi kültür ve inancımızda zaten bu var. “Sen yalnızca Allah’ın rahmeti sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer katı yürekli bir nobran olsaydın kesinlikle etrafından dağılıp gitmişlerdi” Ali İmran 159
Kainatın Fahrinin(s.a.v) Yolundan gitme dileğiyle,
Vesselam.
Allah razı olsun, ne güzel sözler bunlar. Inşallah Rabbim her kötülükten iyilik, her fesatlıktan da muhabbet bulmayı nasip etsin. Yoksa dünya gercekten çekilir bir yer değil. 🙂
Kendimi yalnız hissetmedim.tesekkurler
Ben teşekkür ederim asıl 🙂