Sen bu yazıyı okurken ben çok uzaklarda ama hiç değişmemiş olacağım.
Hayatımın en güzel günleri, gençliğimin baharı, dostluğun tanımı, büyümenin kolaylığı ve hayatın özeti; Lise günleri.
Benim Maltepe imamhatip ile başlayan lise maceram, Kartal imamhatip ile son buldu.
Yalnız ben ilk bir yılımı kesinlikle saymamayı tercih ediyorum, çünkü gerçekten uyanık kaldığım bir saat hatırlamıyorum. Ne bir öğrenci ismi, ne bir öğretmen tiplemesi hatırlamıyorum. Günler önce hat çalışılmış bir defter buldum, kimin bu diye saatlerce düşündüm. Meğersem lisenin ilk yılında ben öyle bir kursa gitmiş de öğrenmişim. Haberim yok ki, uyumaktan oldu hep bunlar.
Sonra lise iki geliyor, Kartal’a başladığım ilk gün. Hanımlık kanıma işlemiş, tam takım, düzenli, tertemiz bir de gözlüklerim girmişim okula. Herkes salkım saçak. Gömleği içeride kız yok, başörtüler fora, sesleri desen hocalardan çok çıkıyor. Dedim Allah tımarhaneye düştük. Hayır işte, meğersem müdür hıdır hoca diye bi adammış. Oda dünyanın en rahat insanı. İki sene kadar onun müdürlüğüne denk geldi de baya rahat bi lise hayatı geçirdik. İslam hoca vardı müdür yardımcısı. Ne iyi adamdı ya, dünyanın neresinde olursa olsun yüzü hep gülsün inşallah. Cebimize para koyup sinemaya gönderirdi. Biraz yüzümü asık görsün, al hadi sana izin kağıdı git yat bi yerde der derse göndermezdi. Hatta bi ara abartıp bi düzine not kağıdına imza atıp şühedaya vermiş, her seferinde gelmeyin yazın kendiniz falan demişti 😀
Şüheda demişken, DA’nın büyümeyen kelebeği idi o. Tanıştığımda üstünde olan gri kapşonlusunu önümüzdeki üç sene üstünden çıkarmayacağını nereden bilecektim? Onlarla tanışmak beni meşhur öğrenci evi ile tanıştırdı. Ve lise günlerimin geri kalan her anını orada geçirmeye yemin etmişçesine kaldım o evde. DA nedir? Açılımı DingonunAhırı demek. Esas kurucuları ile 2014Kaihl iftarında tanışmak nasip oldu. Tamamen bağımsız birkaç ablanın imkanlar dahilinde bir ev kurması, nesilden nesile aktarılan bir öğrenci evi haline gelmesi, tüm bu süreci bağımsız ve en rahat şekilde geçirmesi ile bilinen en meşhur öğrenci ev. Camı açılmayan mutfak balkonu, kırık balkon sandalyesi, karşı komşunun asla kapanmayan perdesi, sürekli kapışılan rahat koltuğu hep rümeysanın kapması, şühedanın en sevdiği eşarbını yakmama vesile olan ütüsünü, kocaman yuvarlak ders calısma masasını, perde yıkadığımız küveti, tavuk göğsü yapmak için ayırdığımız tencereyi, asla doğru düzgün çalışmayan buzdolabını, her gün bir tane aldığımız makarnayı, kirayı vermek için gittiğimiz fırını, sitenin soğuk çardağını, şühedanın n90 telefonun alarmını, pofuduk pijamalarımı, ranzaya yazdığım yazıyı, giysi odasının perdesine iğneleyerek kuruttuğumuz kıyafetleri asla unutacak değilim. Yazarak da bunu kesinleştirmiş oldum.
bu günlerin de elbette hayatımın geri kalan zamanına kattıkları olacaktı;
liseden sonra daha merhametli daha fedakar olmayı öğrendim.
liseden sonra dostluğun ne kadar önemli bi o kadar zor bir müessese olduğunu anladım.
liseden sonra hayatın asla bir daha bu kadar kolay olmayacağını biliyordum.
liseden sonra büyümüştüm ve bu hiç hoş bir şey değildi.
liseden sonra kırılmaktan korkmayan ve güçlü bi hanım olmuştum.
liseden sonra düzelen tesettürüm, dikkat edilen dinim ve sevilen bi karakterim olmaya başlamıştı.
ve liseden sonra anladım ki; ömrümün geri kalanında bütün arkadaşlarımın anneleri beni hep çok sevecekti. 😀
bu yazı yazarken beni eğlendirdi ama okurken sizi sıktıysa üzülürüm.
şimdi sizde gözlerinizi kapatıp lise zamanlarınızı, sıra arkadaşlarınızı, en kıymetli anılarınızı düşünün, ulaşabildiklerinize ulaşın, ulaşamadıklarınız için dua edin.Hepsinin hayatımıza bir şeyler kattığını ve bunların ömrümüzün geri kalanını oluşturduğunu göz ardı etmeyin.
hayat güzel, ama lise bir başka güzel.
bu sözü unutmayın,çocuklarınıza güzel bir lise hayatı yaşatın.
saygılar sevgili anne adayları